Akemashite Omedetou Gozaimasu!

Sora no Woto {Sakin bir savaş animesi}

Posterine ve karakter çizimlerine bakarak çok fazla anime yanlış anlaşılmıştır ve önyargıyla seyredilmemiştir. Sora no Woto da böyle bir anime. Mesela Marisa, "aynı K-ON!" demişti bunun için "Nalaka?" diyorum şimdi. Tek benzerlik karakter çizimleri ve belki birazcık atmosferi olabilir. Anladığım kadarıyla gelecekte geçen hikayede, Helvetia ülkesi savaşın yoğun olduğu dönemi atlatmış ve barışa yönelik çözümlerin arandığı bir dönemde. Küçük, şirin bir sınır kasabasının kalesinde 4 asker kalıyor:

Uzun sarı saçlı ve gözlüklü piyadenin kumandanı Filicia Heideman sessiz sakin görünse de aslında sürekli muzurluk peşinde bir tip. Umursamaz görünse de savaşın yoğun olduğu dönemde çok zor ve acı anlar yaşamış.

Kobayashi Yuu'nun seslendirdiği Kazumiya Rio biraz ciddi takılmaya çalışan aslında utangaç bir tip. Bu yüzden Filicia, onu festival gösterisinde yer almak gibi şeylere zorluyor. Yuu'nun seslendirmesini dinlemek konuşma tarzından dolayı beni bazen çok yoruyor. Bu da öyle oldu ama karakterin kendisi iyi olduğu için sabredebildim. Bu iki karakter piyadenin yetişkinleriydi.

Sürekli uykulu olan Kannagi Noel, 15 yaşında ve piyadenin mekaniği. Fazla konuşmayan ve bir dahi olan Noel-chan, zekası sayesinde savaşta çok büyük bir rol oynamış ve neden olduğu sonuçtan dolayı büyük bir pişmanlık içinde yaşıyor.

Sorami Kanata, animenin olmazsa olmazı, tsunderesi. Animedeki bir çok karakter gibi savaştan dolayı öksüz ve yetim kalmış. Rio'ya karşı büyük bir hayranlık besliyor. Kendisine yedi buçuğuncu bölümde çok güldüm. Yani Sora no Woto Specials olarak geçen bölümlerin ilki.

Derken bu dört kişilik piyadeye yeni bir üye geliyor: Suminoya Kureha. Bu kızcağız animenin açılışında da görülen efsanenin kutlama festivalinde kasabaya geliyor. Çok saf ve pozitif Kureha, çocukken savaşta annesini kaybettiği sırada çok güzel bir askerin trompetle çaldığı şarkıyla sakinleşiyor. O günden sonra asker olmaya ve ateşkes şarkısını trompetle çalmak hayali oluyor.

Ne çok acıyla ne de çok aksiyonla veya savaş sahneleriyle dolu bir anime, daha çok insanların savaş sonrasında yaşananları unutmaya çalışmalarını anlatıyor. Aslında 24 bölümlük bir seriyle savaş politikası daha geniş ele alabilirdi. Ama hikayenin amacı bu değil sadece bu şirin kasaba ve küçük piyadenin askerleri açısından ele almış. Müzikler çok güzel olmuş. Sonuçta savaşta müziğin askerlere moral vermek veya belli emirlerin bütün askerler tarafından duyulmasını sağlamakta büyük bir önemi var; mehter marşı gibi ya da bando takımı gibi. Animeyi seyretmek için kasabanın güzelliği bile yeterliydi. Yüksek çözünürlükte Bluray rip seyredilmesini tavsiye ediyorum. OST'yi buradan indirebilirsiniz.

Sora no Woto Açılış
“Hikari no Senritsu” Kalafina

Sora no Woto Kapanış
“Girls, Be Ambitious.” Haruka Tomatsu

Rinne no Lagrange Açılıs ve Kapanıs Sarkıları

Aslında ilk bölümleri güzel başlamış olsa da çok harika diyemeyeceğim bir seri olarak devam etti Rinne no Lagrange. Aynı yönetmenin aynı dönem için yaptığı diğer serisi Mouretsu Uchuu Kaizoku ise tahmin ettiğimden daha da güzel oldu. Ama Rinne'nin ilk sezon açılış ve kapanış şarkılarını çok sevdim.

Kapanış - 01
Megumi Nakajima - Hello!

Açılış - 01
Megumi Nakajima - Try Unite!

Detective Conan {Meitantei Conan}

Serimizin ana karakteri Kudo Shinichi, liseye giden mystery hastası bir gençtir. Birkaç olayda polise yardım edip olayı çözümlediği için ünlü olmuş ve ismi gerek polis çevresinde gerek okulda yaygın olarak bilinmektedir. Liseli detektif olarak bilinen Kudo, çocukluktan arkadaşı Ran ile lunaparkta iken bir cinayet olur. Üstün gözlem ve analiz yeteneği ile Kudo olayı çözümler ancak bu olayın hemen akabinde parkın arka tarafında siyah elbiseli iki kişinin bir çanta dolusu parayı teslim aldığını görür. Bu olayı uzaktan gözlemleyip polise haber verecekten 3. bir kişi tarafından farkedilir ve orada bayıltılır. Kudoyu öldürmek isterler ancak halka açık bir alan olduğu için vurmak yerine zehir vermenin daha mantıklı bir hareket olacağına karar verirler ve kendi geliştirdikleri APO4568 ilacını verip ortadan kaybolurlar. Ancak ilaç ana karakterimizi öldürmez, milyonda bir görülecek bir yan etki görülür ve 10 yaş gençleşmesine neden olur. Kudo artık 7 yaşındadır ve eski haline dönmek için bu siyah elbiseli adamların izini sürecektir. Bunun için kendisini Kudo'nun bir akrabası olarak tanıtır ve Ran'in detektif olan babasının yanında kalmaya başlar.

Serimizin ilk bölümü böylece bitiyor ve ana hikaye başlıyor. Ana karakter Kudo, kendisini Conan olarak tanıtır ve Ran'in babası ile cinayetleri çözmeye başlar. Tabi 7 yaşında bir çocuğun cinayet çözmesi garip olacağı için bir takım ekipmanlar kullanıp, Kogoro (Ran'ın babası) konuşuyormuş gibi yaparak olayları çözmeye başlar.

İlk çıktığında çizimler böyle idi sonradan baya değişime uğradı

Detective Conan 96 yılından beri devam eden bir seri (mangası da 94'ten beri yayınlanıyor). Japonya'da eskisi kadar olmasa bile halen oldukça izlenen bir seri. Genelde tvde izlenme oranında ilk 10lar yer alıyor. Hatta mangakanın yaşadığı şehirde "culturel renovation" adı altında Conan'ın iki küçük heykeli bile dikilmiş. Japonya hükümeti 2006 yılında çocuklar arası suçu azaltmak amacıyla direkt olarak devlet desteği altında Conan'ın özel bölümlerini yayınlanmasını sağladı. Anime filmleri bile iyi para sağlamış ki genelde anime filmleri pek izlenmez ghibli yapımı olmadığı sürece. 16. filmi bu ilkbaharda yayınlandı. Animesi ise şu sıralar 660. bölümlerde.

Sousei no Aquarion

Eski mecha animelerinin tarzında bir anime. Yunan mitleriyle mechaları post apokaliptik bir evrende bir araya getiriyor. Bu sene Aquarion Evol adında bir devamı yayınlandı. İlk seride Apollo karakterini daha farklı ele almışlar. Sousei no Aquarion, Yunan mitlerinden bahsettiği için bana Kishin Taisen Gigantic Formula'yı, Apollo karakterinin yabaniliği Heroic Age'i, mechaların düşlemsel olması Escaflowne'yi hatırlattı. Apollo, Heroic Age'teki Age gibi yabani olsa da onun kadar sevimli değil maalesef. İlk bölümde canlı canlı bir fareyi yerken gördükten sonra ağır bir travma geçirebiliyor insan. Aquarion Evol'u seyredenler bu seride Apollo'nun yabaniliğinin nedenini ve diğer karakterlerin Apollo'nun neden Apollonius olup olmadığı konusunda emin olamadıklarını anlayacaklar.

On iki bin yıl önce, insanlık datensi adındaki mitik yaratıkların zulmü altında eziliyordur. Datenshilerden Apollonius, savaşçı bir kadın olan Celiane'ye aşık olur ve insanların tarafına geçer. Datenshi Toma, Apollonius'un bir insana aşık olmasını kaldıramaz ve insanlara olan nefreti daha da büyür. Serinin başladığı zamandan on bir yıl önce büyük bir felaket olur ve dünya üzerindeki canlıların büyük bölümünü yok eder. Kalan insanlardan bazıları on iki bin yıl önceki savaşın ana karakterlerinin reenkarnasyonudur ve Aquarion adındaki mechalarla datenshilere karşı dünyayı kurtarmak için savaşırlar. 

Hikaye biraz karışık gidiyor. Karakterler fazla ama hiçbirine tam anlamıyla odaklanılmamış gibi ya da biraz alakasız hikayeleri var. Mesela Brezilya'lı Piere'in futbolcu olması, Rena'nın vampir olduğu izlenimi verilmesi garip. Müzikleri çok güzel çünkü Kanno Yoko'nun. Özellikle kapanışa bayılıyorum. Animede on iki bin yıl öncesini gösterirken çizimler Lodoss Senki'ye benziyor. Keşke o çizimlerle o zamanı anlatan birkaç bölümlük bir ova yapsalardı çok güzel olurdu. Ve hayatımda bu kadar erotik gattai sahnesi görmedim. Her seferinde zevk çığlıkları atıyorlar. \(*o*)/ "Alışın artık be!" diyesim geliyor.

Eski mechaların anısına yapılmış bir proje deniyor ama daha çok eski mecha klişelerinden oluşan bir seriymiş gibi durmuş sanki. Çok daha güzel olabilecekken şaka gibi olan yanları çok. Animasyon ve mechalar çok güzel olduğu için kafa karışık da olsa seyrediliyor. Sanırım bu karışıklıktan dolayı 2007'de OVA ve ardından OVA bölümlerinden yapılmış alternatif senaryolu bir film çıkmış ve senaryoyu toparlamışlardır diye umud ediyorum. Yanlış anlaşılmasın sevmedim bence esas hikaye çok güzel ama kötü işlenmiş.

"Apollonius o! Hayır o! Hayır benim! Hayır sen değilsin! Hepimiz Apolloniusuz!"

RESİM GALERİSİ

Ben Asuka, Asuka Langley Soryu, Eva Pilotu

Anime dünyasına ciddi girişimi Neon Genesis Evangelion'un televizyon serisiyle yapıp Asuka karakterine hasta olduktan sonra her yerde nick olarak Asuka kullanmaya başladım. Anime bilmeyen insanlar bile bana naber Asuka diye hitap ediyor. Neyse böyle hayatımın anlamı bir karakter. Suspusningi yazı Japonya'da geçirince dev Gintoki'yi istedim getiremedi dev Sadaharu'yu istedim getiremedi :p onun yerine minik bir Asuka getiricem sana demişti. Bugün kargonun ofise ulaştığını, "Sana oyuncak gelmiş oynıcan mı, gönderiyim mi annem?" mesajıyla anlamış oldum. "Gönderin, oynıcam!" dedim. Utanmıyorum. :p Akşamdan beri oynuyorum bir de güzel fotoğraf makinesi bulunca çat çat çat boy boy çektim fotosunu hehe!

Buradan kampanyanın wallpaper, twitter background, profil resmi gibi güzelliklerini indirebilirsiniz. Bu arada UCC kahveleri 90lardaki ilk TV serisinden itibaren animenin bir parçası.

Neyse işte fotoğraflar, kendi evimde değilim bu aralar bazı nedenlerden dolayı bulduğum bir köşede sapık gibi şak şak şak foto çektim :) Bir yandan da ya şu an biri odaya girerse ne yapıcam diye düşündüm ama zaten herkesin yanında gayet kucağımda Asuka oturuyorum şaşırmazlar artık sanırım :).

Arete Hime {feminist bir masal}

"Kalenin Prensesi, en yüksek kuleye hapsedilmişti. Eşi olmaya lâyık talibini beklemek üzere dış dünyanın kötü etkilerinden uzakta ve korunarak saklanıyordu. Şehrin insanları, prensesin asil zihnini ve bedenini koruyarak hala orada beklediğini söyler."

Origa - Krasno Sontse

Onuki Taeko - Kiniro no Tsubasa

Arete Hime, masalsı bir orta çağ ülkesinin kalesinde yaşıyor. Çizimler, renkler ve animasyon biraz Ghibli filmlerini hatırlatıyor ve animenin tarzına çok uygun. Tam bir resimli masal kitabı havasında. Ama benim en çok sevdiğim yönü müzikleri. Ghost in the Shell ile tanıdığım Origa'nın sözlerini yazdığı ve seslendirdiği Krasno Sontse şarkısıyla başlıyor. Origa'nın şarkılarına bayılıyorum hiçbir şekilde karaokesini bile yapamadığım bir dilde söylese de... Genel olarak bütün OST harika ve buradan indirebilirsiniz. OST, Mobile Suit Victory Gundam ve Fullmetal Alchemist: Brotherhood'un müziklerini de yapan Senju Akira'ya ait.

Film, Arete Hime'nin "bir büyücünün elindeki gibi bir güç olmasa da insanların da kendilerine ait bir gücü olduğunu" anlatmasıyla başlıyor. 

2009 yapımı Mai Mai Shinko to Sennen no Mahou filminin yönetmeni Katabuchi Sunao. Bu kantakonun filmlerini seviyorum ama hep bir eksiklik varmış gibi hissediyorum nedense. Her iki film tarz olarak farklılar, ikisi de güzel. Arete Hime; Diane Coles'un The Clever Princess (1983) isimli romanından uyarlanan senaryosuyla aksiyonu, diyaloğu az, bol monologlu ve aslında epey feminist bir film. Pek çok masalda kız ana karakter olsa da kurtaran hep erkektir. Kız her zaman iyi kalpli, sessiz, sakin ve uyumludur ve hikayenin sonunda ödül olarak bir Prens elde eder. Kitapta ve animede bu basmakalıp hikayenin tersi var. Bu feminist roman Japonya'da 89 yılında çevrilmiş ve hala çok seviliyormuş.

{Hala bitirmek adını gıdım gıdım okuduğum Goth: A Novel of Horror romanı elimde sürünürken keşke elimde The Clever Princess olsaydı da onu okusaydım diye çok iç çektim ama romanın e-book'unu bulamadım maalesef halbuki bu eski romanların hep olur internette bir PDF'i.}

Hikayede; saray politikalarına, kaybolmuş sihir ve nadir bulunduğu için çok kıymetli olan sihirli eşyalar en başlarda biraz değiniliyor. Bu nedenle de sihirden ve büyücülerden çok korkuluyor. Sonrasındaysa hep Arete Hime'ye ve onun düşüncelerine odaklanılmış. Ben keyifle seyrettim ve kitabını bir şekilde bulup okuyacağım.

Belki bundan sonrası spoiler sayılabilir

Esas kız Arete Hime, kalenin en yüksek kulesinde gözlerden uzak yaşarken ondan beklenen sadece bir kız olarak görevlerini yerine getirmesi ve taliplerden birini beğenip evlenmesidir. Ama Arete taliplerinden çok daha akıllı ve bilgilidir. Onların asıl niyetinin boş bir Kral olmak olduğunu ve halka hiç önem vermediklerinin farkındadır. Ufak tefek, şirin, dik başlı, akıllı ve lafını esirgemeyen Arete, bir büyücü tarafından uzun boylu, güzel, zarif, sessiz, itaatkar bir prensese dönüştürülerek kaçırılıyor. Arete, bu yeni görünüşü hakkında bu bedene hapsoldum düşüncelerimi söyleyemiyorum gibi bir şey söylüyor sanki diğer masal prenseslerine gönderme yaparmış gibi.

Bu esnada başka bir büyücü kendisine bir yüzük hediye ederek kendisinden başka kimseden fayda gelmeyeceğini ve aklını kullanmasını öğütler. Yani oturup bir prensin seni kurtarmasını bekleme diyor ve hikayenin sonunda Arete büyücünün hediye ettiği büyülü yüzükle değil monologlarıyla kurtuluyor.

Arete Hime Trailer

Bleach & Ichigo

Kubo Tite neden Ichigo ve Bleach isimlerini kullandı? (çektim bir köşeye sordum :ppp)

Ichigo hemen herkesin ilk öğrendiği Japonca kelimelerden "çilek" anlamına geliyor gibi gelse de aslında "çilek" saç renginden dolayı arkadaşlarının taktığı bir lakap. Kanji olarak "koruyucu" gibi bir anlamı var ve farklı heceleniyor.

Aslında manganın adını Kubo Tite ilk başlarda "black" olarak düşünmüş ama çok klişe olacağına karar vermiş sonra "white" mı olsa demiş o da çok bariz duracağından "ya burichi olsun işte :p beyazlatıcı demek hem" diye son karara varmış.

36. Kodansha Manga Ödülleri {Watashi ni xx Shinasai!, Mashiro no Oto, Shitsuren Chocolatier, Vinland Saga}

Kodansha'nın her yıl düzenlediği manga ödüllerinin 36. geçen gün açıklandı. Aşağıdakiler alanlarında en iyi seçilmiş mangalar.

EN İYİ ÇOCUK MANGASI
Watashi ni xx Shinasai! - TOOYAMA Ema

Şirin manga Koko ni Iru Yo!'nun mangakasının elinden çıkan Watashi ni xx Shinasai! bence daha çok bir shoujo. Sanırım ortaokul ayarı diye bu karara varılmış. Öncelikle daha önceki Shoujo & Smut mangalar {kızlara özel bir yazı} postunda tavsiye etmiştim 5 ciltlik Koko ni Iru Yo! mangasını. Konu olarak Kimi ni Todoke'ye benziyor. Watashi ni xx Shinasai!'daki kız karakteri Koko ni Iru Yo!'daki kızdan çok farklı.

En komik NICHIJOU anları {8}

Bu kadar çok sahne kestim ama daha neler neler vardı diyebilirim.

Bütün seri boyunca en sevmediğim karakterler Hakase, Nano ve Nakamura Sensei idi. Özellikle Nakamura'nın seslendirilmesine bile tahammül edemiyordum. Aslında Ga-rei: Zero'dan Yomi'yi seslendirmiş biri neden beni gıcık etti bilmiyorum. Seiyu'da değil yine karakterde bir sorun var demek.

A Channel +Smile 1 & 2

Ciddiyetten yoksun görünen aşırı şirin karakter çizimlerinin yanında başarılı seiyuların karakterlere çok uyumlu şapşal/ciddi ve başarılı seslendirmelerine sahip bir anime.

Shoujo & Smut mangalar {kızlara özel bir yazı}

Midnight Secretary

Az önce Kyou Koi wo Hajimemasu'nun live action filminin fragmanını gördüm de tekrar hatırladım okuduğum yüzlerce shoujo ve smut mangayı. Kyou, Koi wo Hajimemasu da bunlara dahil. Bazı shoujolar çok güzel Kare Kano, Hana Kimi, Skip Beat gibi ama bazıları da aşırı derecede "İpek Ongun - Bir Genç Kızın Günlüğü" tadını veriyor. Gerçi Minami Kanan'ın mangaları genelde smut sayılır. Çekingen, sıradan kız - dışarıdan kaba ama aslında çok duygusal popüler erkek klişesi çok vardır. Ama her türün iyisi var kötüsü var buna göre yargılamayın derim. Mesela ENJOUJI Maki ve OHMI Tomu çok iyi smut yazarlar/çizerler. Private Prince ve Midnight Secretary çok güzellerdi. Private Prince tam bir günümüzde geçen prens hikayesiyken; Midnight Secretary'de ise vampir adamı (henüz Twilight'ın bu kadar cılkının çıkmadığı bir dönemde) karşıma çıkardığından acaip sevmiştim. Tabii ki bunların hepsinde erkekler ne kadar kaba ve adi davranışlarda bulunurlarsa bulunsunlar hepsi şovalye ruhludur.

Freedom OVA

Takeru, Kazuma ve Bismark

Freedom Açılış Şarkısı: This Love - Utada Hikaru


2006 yılında 35. yıl dönümüne giren Nissin Foods, bir promosyon projesine başlamaya karar verir. Projenin adı Freedom Project konulur. Cup Noodle'ı ilk piyasaya süren kişi de bu şirketin kurucusu Momofuku Ando imiş. Amerika'da Top Ramen olarak da biliniyor. Animeden bahsedeceğim evet de neden bu noodle/ramen markasını anlatıyorum? İşte bu 35. yıl kutlamaları nedeniyle başlatılan Freedom Project kapsamında, ünlü manga-anime Akira'nın mangaka'sı ve aynı zamanda yönetmeni Otomo Katsuhiro tarafından karakter tasarımı ve Kakurenbo ve Koi Sento'nun yönetmeni Morita Shuhei tarafından yönetmenliği yapılan Freedom OVA'yı yayınladı. 2006 - 2008 yılları arasında 7 bölümü yayınlanan OVA'nın açılış şarkısı ise popüler şarkıcı Utada Hikaru'nun This Love şarkısı oldu.

Ayrıca Freedom Project çerçevesinde yapılan diğer promosyon çalışmalarının yanı sıra Freedom'ın bir de romanı yayınladı. Neden ramen ramen diye bahsediyorum çünkü OVA'yı seyrederken ilk etapta karakterlerin neden kolilerce ramen yediklerine anlam veremeyeceksiniz; nedeni bu. Ama Freedom OVA basit bir ramen reklamı değil. Harika bir konuya, harika bir yönetmenliğe ve animasyona sahip. Biraz Planetes'i andırıyor biraz Last Exile'ı andırıyor. Konu olarak değil, atmosfer olarak. Soundtrack'i hiçbir yerde bulamamış olsam da biraz Ergo Proxy'i andırıyor çünkü ikisinin de bestecisi aynı kişi: Ike Yoshihiro.

UN-GO {indie dedektiflik ve bukleler ♥}

Un-Go 2011 sonbahar dönemi animelerinden yani yeni sayılabilecek bir yapım. Animenin yapımcısı Bones, zaten karakteristik çizim tarzından da belli oluyor. Özellikle Darker than Black'e oldukça benziyor (çizimin yanında atmosfer olarak da). Ancak bu sefer çok fazla aksiyon sahnesi yok, daha çok olay yeri inceleme olarak mekanlarda bulunacağız.

Anime tam olarak gizem türünde. Aksiyon veya romantizm öğeleri oldukça kısıtlı (hatta yok gibi). Benzeri animelerde olduğu gibi 2-3 bölüm sürecek olayların çözümüyle (bu animede genellikle cinayet) uğraşıyoruz. Japonya'da Detective Conan'ın hakimiyetinden dolayı detektiflik animesi türünde pek yapım göremiyorduk. Bu açıdan Un-Go benim açlığımı giderecek bir yapım oldu açıkçası. (Asuka: Allah gözünü doyursun. 1826318263 bölüm Conan seyrettin zaten.) (Marisa: Bu türde hep aynı adamın yapıtlarını izleyince bir süre sonra  adamın mantığını anlamaya başlıyorsun o yüzden bayadan beri ara vermiştim.)

Animenin işleyişi belli; ilk olarak olayın yani cinayetin gerçekleşmesine tanık oluyoruz, daha sonra olay ile ilgili ipuçları toplayıp kişilerle konuşuyoruz en sonunda ise olayın nasıl gerçekleştiğini ve suçluyu açıklıyoruz.

6. Seiyuu Ödüllerinin Kritikleri~

Çok uykum olduğu için ödül isimlerini Türkçe'ye uyarlayamadım ancak geyiğimizi yaptık. Asıl ödüllere geçmeden Marisa ile kişisel seiyuu ödüllerimizi verelim: 

Asuka: Nichijou'dan Nagahara Mio olarak bu sene aklımdan çıkmayan delirmeleriyle Aizawa Mai harikaydı. Noto Mamiko'nun sesine ise her rolünde sonsuz hayranım. Gelecek dönemin animelerinden Arcana Famiglia'nın Felicita'sı olarak harika olacak diyorum. Erkek karakter olarak ise Sket Dance'dan Switch'in, Gintama'dan Gintoki'nin seiyusu Sugita Tomokazu
Marisa: Kadınlarda benim şahsi ödülüm Kitamura Eri'ye. Önceden beri sevdiğim bir seiyuu zaten. Working!!'deki Yachiyo. Toradora'dan Ami. Erkeklerdeyse, Un-Go'nun ana karakteri Katsuji Ryo
Asuka: 86'lymış hoş çocukmuş ahaha j-dramacıymış zaten.


Best Lead Actor Award 
Award for best leading performances from an actor during the year
Hiroaki Hirata
Agency: Theater Company Subaru
Roles: Tiger & Bunny, Air Gear, One Piece


Marisa: Bu isim iyiydi tiger and bunny'de. Ama benim favorim baka to testteki ana karakter
acı içinde bagırmaları ahah
Asuka: Ben bu adamı Kaidan Restaurant'da seyrederken çok gülmüştüm. :p One Piece'te Sanji'ymiş zaten daha nolsun.

En komik Nichijou anları {9} Ders çalışmak!

  
Mottomuz: "Çalışmak istemiyorummm fırfırlı kertenkele olmak istiyorummm!!!"

Herhalde bundan sonra Nichijou klibi yayımlamam. Aslında daha neler neler vardı ama ben video kesmekten yoruldum. Aşağıdaki Yukko krizlerini tüm dersi/işi olup da çalışmak istemeyenlere hediye ediyorum.

Yukko hayatın anlamını sorguluyor:

Muv-Luv Alternative: Total Eclipse

Muv-Luv orijinalinde bir Visual Novel (belki de Marisa oynamıştır. Adult olmasaydı ben de oynardım :pppp) ve 2002'den beri Muv-Luv, Muv-Luv Alternate, Muv-Luv Unlimited, Muv-Luv Alternate: Total Eclipse gibi çeşitli manga ve ranobe (light novel) serilerine uyarlanmış. Ama bu yaz Total Eclipse ile ilk defa animeye uyarlanacak.

Marisa : Muv-Luv şimdiye kadar yapılmış en kaliteli visual novellardan biri olarak görülür. O kadar çok satış yapmış ki yapımcı firma ne zaman para bakımından kötü durumu düşse bir tane Muv-Luv fandisk yapıp çıkışa geçtiği söylenilir. Geçen sene Alternative'in translation'u yayınlandı.

MUV-LUV ALTERNATIVE Chronicles'dan: 

(Bir süre yüklenmesini beklemeniz gerekebilir ve sonra siyah ekrana tıklayınız)

Total Eclipse - Hikâye:

1973 yılında, BETA olarak bilinen uzaylılar, dünyayı istila etmiştir. 28 yıl sonra, Avrasya kıtasının büyük bir bölümünü fethetmişler ve küresel nüfusu bir milyara düşürmüşlerdi. Önceki askeri stratejiler ve taktikler BETA'ya karşı etkisiz kalırken, insan ırkı Tactical Surface Fighters "TSF" denilen pilot yoluyla kontrol edilen robot silahlar üretmeye başladı. 

2001 yılında dünyanın dört bir yanında elit pilotlar, Alaska'da Yukon adındaki bir BM üssünde Prominence Project'e katılmak için toplanmaya başladılar. Bu proje, BETA'lara karşı TSF'leri geliştirme ve araştırma amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen çok milletli bir çabaydı. Ve pilotların görevi de bu prototipleri test etmekti.

İkinci Teğmen Yuuya Bridges, Japon babası onu ve annesini terk ettiği için Japonya'yı hor gören ABD ordusunun en iyi ve başına buyruk pilotudur. Bezgin üstleri, onu uzağa göndermek istediği için Yukon üssüne atanır ve çeşitli milletlerden oluşan pilotların arasında kendi soyuyla arasındaki sorunları çözebilecek midir?

Fushigi Yuugi ~shoujo mode on~

Aşağıdakilari 52 bölümü 24 saat içinde seyrederek gözlerimi ağlamaktan/gülmekten kör ettikten sonra OVA'ların inmesini beklerken çok eskiden yazmıştım. Aşağıda yazanların spoiler kategorisinde olduğunu düşünmüyorum çünkü o kadar çok olay, macera gelişiyor ki bunlar önemsiz ayrıntılar olarak kalıyor (Bu yazıyı 2006'da başka bir yere yazmıştım ama şimdi biraz daha eklemeler ve düzeltmeler yapıp burada yayımlıyorum).

Zettai Kareshi, Ayashi no Ceres gibi shoujoların mangakası WATASE Yuu'nun bir diğer shoujosu da Fushigi Yuugi'dir.  

Fushigi Yuugi Açılış Şarkısı - Satou Akemi - Itooshi Hito no Tameni

Sket Dance'i takip edenler varsa oradaki mangaka olmak isteyen "Roman" karakterini biliyordur. Bütün shoujo klişelerini -sabahları ağzında tostla evden "Geç kaldım! Geç kaldım!" diyerek çıkmaya kadar- kendi hayatına uygulamış kadar shoujo türünü seven bir karakter. İşte Roman'ı seyrederken görülen klişelerin belkide "klişe" olmasının nedenlerinden biri bu mangadır. Sakar, tembel, sıradan bir kız ve onun birdenbire başına gelenler.

Miaka ve Yui orta sona giden ve lise sınavlarına hazırlanan çok iyi iki arkadaştır. Bir şekilde kütüphaneye giderler ve Miaka orada anka kuşuna benzeyen kırmızı bir kuş görür. Kuşu izleyerek gizli belgelerin ve kitapların olduğu bir odaya girer. Yui de ardından gelir. Yerde bir kitap açık bir şekilde durmaktadır; "the Universe of the Four Gods".

Çikolata Günü ~çok romantik~

Bu da bir seçenek!..

Kişisel olarak V-Day için hiçbir zaman ne "aman ne gereksiz para tuzağı" ne de "keşke sevgilim olsaydı da kutlasaydım T_T" gibi düşündüm. Ama yok adam size gelip "para tuzağı bunlar aşkım hem Japonya'da kızlar veriyormuş" geyiği yaparsa çok akıllısın sen diyip tekmeyi vurun derim. Bahane fasafiso. Çok mu zor iki kuruşa bir çiçek almak? O zaman ben de bir çikolatalı pasta inşaa ederim tabii ki.

Japon erkeklerinde nedense bir "ben tatlı sevmem sert acı şeyler severim bebeğim!" tribi var. Okuduğum yazıyla beşyüzküsür mangada bunu tespit ettim. Bu hep garibime gitmiştir. Biz böyle görmedik. Erkek dediğin bir tepsi baklava yer. Gerçi Uzak Doğu mutfağında pek tatlı da yok, olanlar da çok çok tatlı değil bildiğim kadarıyla. Alışkanlık meselesi olabilir.

Japonya'da kızlar çikolata alıyormuş mantığında erkeklerin unuttuğu bir nokta var eğer kızdan bu çikolatayı kabul ediyorsan "Beyaz Gün" denilen 14 Mart'da da çikolata veren kıza bir hediye alacaksın. Çikolata çikolata derken bunu unutmayın.

Japonya'da kızların çikolata alıp, evde yapıp, sevdiklerine "kokuhaku" (ilan-ı aşk) yapma azimlerinden ne mangalar ne anime bölümleri ortaya çıkmış.

Bugüne özel olarak "Marisa" ile 14 Şubat ile ilgili bazıları eğlenceli, komik bazıları romantik anime bölümlerini toparladık.

Japon olsaydım çikolatayı yapardım sonra ben yerdim!

Tokyo Marble Chocolate

Tokyo Marble Chocolate, tam bir 14 Şubat animesi. İlk çıktığında özellikle Seamo ve Sukima Switch'in (en sevdiğim Japon gruplardan) bölüm kapanışlarıyla da ses yapmıştı ki ikisi de çok güzel şarkılar. İkisini de aşağıdaki V-Day özel romantik playlistimize ekledim.

Monster

Monster Açılış Şarkısı: Grain - Kuniaki Haishima

Urasawa Naoki'nin mangasından uyarlama olan Monster, 2004 ilkbahar dönemi animelerinden. 74 bölümlük seri, diğer birçok animeye göre oldukça uzun (One Piece, Naruto tarzı never ending animeleri saymazsak), bu yüzden çoğu kişinin "izlemeyi sona bıraktığı" bir seri. Aslında ben de öyleyim 110 küsur bölümlük LoGH serisi halen bir köşede durmakta.

Anemone ~umutlar ve hayaller~

Az önce bir mahou shoujo animesi ararken denk geldim bu kısa animeye. Konunun mahou shoujo ile alakası yok genel olarak beğendim ama Spirited Away sayesinde her tren bekleyen kızla içimde "yine biri esinlenmiş" hissi oluşuyor. Ama sanırım bu tren esinlenmesi Sprited Away'den değil de Miyazawa Kenji'nin bütün Japonyaca sevilen Night on the Galactic Railroad kitabından kaynaklanıyor. (Şu kitabın adam gibi bir tercümesi yok ki alıyım.)

Anemono'nun hikayesi, harikalar diyarına sürüklenmiş bir kız hakkında. İç dünyasının -kalbinin- derinliklerine inerek kaybettiği önemli şeyi bulmasını anlatıyor.

5 dakikalık bu kısa animasyon hakkında yönetmeni Yamamoto Junichi:

"Bu animasyonu bir geleceğe sahip olmadıklarını düşünen Japon insanlar için yaşama umudu hakkındaki kendi düşüncemi ifade etme amacıyla yaptım. Japonya'da, intihar teşebbüslerinin sayısı 10 yıldır yıllık olarak 30000'i aşkın ki bu Irak Savaşında ölen ABD askerlerinin sayısının on katına denk geliyor.

Herkesin çocukluğunda hayalleri olduğunu ve umutla yaşadığına inanıyorum. Ancak, bana öyle geliyor ki insanlar hayallerini unutuyor veya kaybediyor ve büyüdükçe aynı rutinlere saplanıp kalıyor.

Japonya'nın ana problemlerini çözecek güce sahip olmasam da hayatlarındaki bütün engelleri aşabilsinler diye umarım insanlara hayaller, umutlar ve cesaret verebilirim. Bu nedenle bu animasyonu yaptım," diyor.

Resmi web sayfası - AniDB - Yamamoto Junichi

Kyousogiga ONA ~ilginç~

Berbat bir çözünürlükte seyretmiş olmama rağmen Toei Animation yapımı Kyousougiga'yı çok beğendim. Aslında hikayeden bir şey anlamak zor ama 25 dakikaya ancak o kadar sığdırılabilirdi sanırım. FLCL ve Gainax ürünlerini çok hatırlattı. Çünkü fazlasıyla karmaşık, hızlı, renkli ve aynı zamanda eğlenceli bir gidişatı var. Kesinlikle 6 bölümlük bir OVA yapsalar harika olur. ONA'nın sonu da sanki bir serinin başlangıcı olacakmış gibi duruyordu.

2011'in en iyi animeleri ~son~

En iyi gizem

Gosick

Hikaye, Alplerin arkasındaki küçük bir Avrupa şehrinde, 1924 yılında geçiyor. Bu dönem çıkan polisiye, gizem animeleri arasında en yüksek puanları aldı. Zaten Light Novel'ı animeye uyarlanmadan çok çok önce ingilizce lisanslanmıştı bile.

İkinci ve Üçüncü: Dantalian no Shoka, Kamisama no Memochou

2011'in en iyi animeleri

Bu sene önceki iki yıla göre bir diriliş senesi olduğunu söyleyebiliriz. Oldukça durgun süren 2009-2010 yıllarından sonra bu seneki kaliteli yapım sayısında belirgin bir yükseliş vardı. Benim dikkatimi çeken bir fark mecha serilerindeki azalıştı sanırım bu aralar modası biraz geçti gibi yeni gundam serisi de yeterli ivmeyi veremedi sanırım. Bu seneki çıkmış olan bütün animelerin listesini linkleyelim ve kategorilere başlayalım.

En iyi Anime

Puella Magi Madoka Magica

2012

Hiç önem vermedim giriş anına ama kendime 32inç bir LED alarak çok hızlı bir giriş yaptım. 12 taksit olduğunu düşünürsek devamı sancılı olacak. Bundan sonra animelerdeki gözler daha parlak bishounenler daha büyük görünecek. :P